Geçmişten Bugüne Endüstri Devrimleri

Geçmişten Bugüne Endüstri Devrimleri Yazar : Ahmet PARLAK, ProMANAGE Üretim Yönetimi Danışmanı

MÜŞTERİYE İSTEDİĞİ ÜRÜNÜ ZAMANINDA, KALİTELİ VE UCUZA SAĞLAMAK;

Endüstri tarihi boyunca, yöntemler ve teknoloji değişse de amaç değişmemiştir.

Endüstri 4.0 üretim çevrelerinde son yılların en çok konuşulan konusu. Artık müfredatlarının Endüstri 4.0’a uygunluğunu öne çıkararak reklam yapan ilköğretim kurumları bile var. Ancak akıllarda yanıtları netleşmeyen sorular var: Endüstri 4.0 tamamıyla otomasyon mu, yeni makineler mi ya da ürünün her yerini sensörlerle doldurmak mı?

Bugünü anlamak için geçmişe bakmak, onu iyi anlamak gerekiyor. Bu nedenle öncelikle şimdiye kadar yaşanmış olan diğer 3 sanayi devrimini ve onların süreçlerini bir hatırlayalım.

1700’lü yıllar Birinci Endüstri Devrimi’nin yaşandığı yıllardır. Başı çeken tekstil sektörü olmuştur. Yün yerine pamuk hammaddenin kullanılması üretimi ucuzlatmış, hızlandırmış, seri imalata uyarlanabilir hale getirmiştir. Kömürün kullanılmaya başlanması, madenlerin yüksek sıcaklıkta eritilmesine imkan vermiş, çelik üretilmiştir. Çelikten buhar kazanları yapılmış, buhar gücü ile tekstil makineleri çalıştırılmaya başlamıştır

Bir yerde üretim varsa üç önemli faaliyet daha vardır: Hammadde tedariği, satış ve lojistik. Bunlardaki değişimler de endüstrideki bu hızlanmayı destekleyici olmuştur. Tren ve gemilerde de kömür ve buhar gücünün kullanılmaya başlanması uzak mesafelere rahat ulaşılmasını sağlamış, hem yeni yerlerden hammadde tedarik edilmeye hem de yeni pazarlara ürün satılmaya başlanmıştır.

Bu gelişmeler sonunda toplumda sermaye işçi sınıfı oluşmuş, köylerden şehirlere göç ortaya çıkmış ve kralların ve kiliselerin gücünü kaybetmesiyle ulus devletler oluşmaya başlamıştır. Bunların yanı sıra, buharlı gemilerin hammadde tedarik ettiği Afrika ülkelerinde kölelik kavramı ortaya çıkmıştır

1800’lü yıllarda gelişen İkinci Endüstri Devrimi’nin ana lokomotifi ise elektrik ve fosil yakıtlardır. Elektrik motorları buhar motorlarına göre çok küçük motorlardır. Bir üretim alanının ortasında oldukça büyük bir yer kaplayan buhar motoru ortadan kalkıp yerini görece küçük elektrik motorları alınca üretimciler üretim alanı içinde daha yaratıcı olma imkanı bulmuşlardır . Taylor, Ford bu avantajları kullanarak tarihe geçmişlerdir. İş analizi, üretimin standartlaştırılması, montaj hatları o günlerden bu yana kullanılan yöntemlerdir.

Fosil yakıtların kullanılmaya başlanması ise yeni bir ulaşım aracını ve o günden bu güne sanayinin lokomotifi olan sektörü doğurmuştur: Karayolu araçları. Kamyonların kullanılmaya başlanması ile daha küçük ölçeklerde hammadde satın alınabilmiş, bu da ürün çeşitliliğinin arttırılmasına imkan tanımıştır. Hem hammadde tedarik hem de bitmiş ürünü müşteriye sunma süreçleri hızlanmıştır.

İkinci Endüstri Devrimi, süreci içine iki büyük dünya savaşı, 1929 Ekonomik Buhranı ve on yıllar boyu sürecek bir Soğuk Savaş sığdırmıştır. Bunların her birinin hikayeleri farklı farklı olsa da, temelde yatan hammadde ve pazar rekabetinin şirketlerden ülkelere yansıması ve tüketim gücünün düşmesidir. Bu süreçler yeni bir sektör ortaya çıkarmıştır: Savaş endüstrisi. Bu sektör, ortaya çıktığı günden bugüne kadar hızını kesmeden büyümeye devam etmiştir. Toplumda ise bireyselleşme ve özgürlük kavramları ön plana çıkmıştır.

1900’lü yılların sonlarına doğru başlayıp bugünlere kadar devam eden 3. Endüstri Devrimi’nde ise baş aktör bilgisayar olmuştur. Bilgisayar tasarım ve üretim sürecini hızlandırmış, kalitesini arttırmıştır. Metot geliştirme de ise Japonların ismi duyulmaya başlanmış, Taiichi Ohno’nun kurduğu Toyota Üretim Sistemi ile TPM, yalın üretim, 5S, kanban gibi nice kavramı hayatımıza sokmuştur. Üretimin belirleyici unsuru tüketici olmuştur: Tüketiciye istediği ürünü zamanında, kaliteli ve ucuz ulaştırmak. 2. Endüstri devrimin sonlarına doğru kullanılmayan başlanan plastik ve polyester hammaddeler ürünlerin ömürlerini kısaltsa da çeşitliliği arttırmış, fiyatların ciddi oranda düşmesini sağlamıştır. İnternet ve e-ticaretin gelişmesi ile üretici ile tüketici direk iletişim kurabilir hale gelmiştir. Lojistik, firmaların yan uğraşlarından biri olmaktan çıkmış, ayrı ve önemli bir sektör haline gelmiştir. Toplumda ise en belirgin değişim İnternet kullanımı, sosyal ağlar ve hızlı tüketim olmuştur ki etkileri ve gelişimi hala sürmektedir.

Bu gelişmelere bakıldığında, değişmeyen ana amaç açıkça ortadadır: Müşteriye istediği ürünü zamanında, kaliteli ve ucuza sağlamak. Buhar, benzin, elektrik, bilgisayar ve daha nice teknolojik gelişmenin devrimlere katkısı bu üç unsura sağladığı katkılardır.

Endüstri 4.0’ın konuşulmaya başlandığı son yıllarda ise teknoloji gelişimini hızlı bir şekilde sürdürmektedir. Bir sürü yeni teknolojik kavram konuşulmaya başlanmıştır: Mobil İnternet, nesnelerin İnternet’i, bulut bilişim, büyük veri, 3D yazıcılar, sanallaştırma, arttırılmış gerçeklik, yapay zekâ, otonom sistemler, akıllı fabrika… Bunların detaylarına ve uygulama örneklerine bu yazıda girilmeyecektir. Ancak, unutulmaması gereken şey: Bu kavramların hepsi birer araçtır. 4. Endüstri Devrimi’nin öncü firmaları, bu araçlar ile müşteri beklentilerini karşılayan hatta müşterilerini şaşırtan firmalar olacaktır. Bu süreçte toplumdaki değişimi ve beklentileri de okumak oldukça önemlidir. Bu yüzden yine Japonların ortaya attığı Toplum 5.0 devrimini de iyi anlamak gerekir. O da başka bir yazının konusu olacaktır.